24 Ağustos 2007

5574 sayili Turk Petrol Kanunu Hakkinda

5574 SAYILI TÜRK PETROL KANUNU HAKKINDA
TÜRKİYE PETROL JEOLOGLARI DERNEĞİ
GÖRÜŞLERİ

1954 yılında kabul edilen 6326 sayılı Petrol Kanunu geçmiş 52 yılda özellikle ülkemizin petrol ve gaz potansiyelini tespit etmek amacı ile yerli ve yabancı sermayenin petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilgi duymasını sağlamak için bir çok değişikliğe uğramıştır. Bunların büyük bölümü aramayı teşvik edici nitelikler taşımaktadır. İki binli yıllara gelindiğinde Avrupa Birliği’ne aday ülkemizin mevzuatlarını AB normlarına uydurabilmek gayesi ile sürdürülen yasal düzenlemelerin son halkası olan Petrol Kanunu Tasarısı TBMM Genel Kurulunda 17.01.2007 tarihinde “Türk Petrol Kanunu” olarak kabul edilmiştir.


Kanun değişikliği önerisi genel gerekçesinde; “uygulamada kazanılan tecrübeler ve talepler ışığında, dünyadaki benzerlerine uygun olacak şekilde, yerli ve yabancı sermayenin petrol arama ve üretim faaliyetlerine daha fazla katılımını sağlamak için; işlemlerin sadeleşmesi, maliyetin azaltılması, yatırım indirimi ve vergi istisnası, transfer kolaylıkları gibi teşvik unsurlarını kapsayan arama ve işletme hak ve yükümlülüklerini günün koşullarına göre düzenleyen yeni bir düzenleme gerekliliği ortaya çıkmıştır” denilmektedir. Devamında ise “arama ve üretim yatırımlarının yerli ve yabancı yatırımcılar için rekabetçi, şeffaf ve istikrarlı bir ortam içerisinde yapılmasını, çalışmaların kanundaki amaçlar doğrultusunda hızlı, sürekli ve etkili bir şekilde sürdürülerek, ülkemiz petrol kaynaklarının biran önce değerlendirilmesini sağlamak amacıyla” bu yasal düzenlemenin yapıldığı ifade edilmektedir.

Genel olarak yasada devletin hükümranlık haklarından kaynaklana denetim ve sınırlamalarının kaldırıldığı, sektörde tam bir liberalizasyonun hedeflendiği, yabancı sermaye için avantajlı koşulların yaratıldığı ve arama-işletme hakları yerine daha çok üretim aşamasında teşviklerin abartıldığı görülmektedir. Yine Türk Petrol Kanunu ile “petrol ve gaz” Türkiye için stratejik olmaktan çıkarılmaktadır.





5574 sayılı Türk Petrol Kanunu ile;

1.6326 sayılı Kanunda bir petrol hakkının elde edilmesi için gerekli olan şartlar; Talebin Milli menfaatlere ve bu kanunun maksadına uygun bulunup bulunmadığı, evvelki faaliyetleri, tecrübesi, mali iktidarı ve müracaat sırası esas alınırken, 5574 sayılı Kanunda sadece başvurunun mevzuata uygun olması, başvuranın mali yeterliliği ve Kanunun amacını en kısa sürede yerine getirme özelliği aranmaktadır. 5574 sayılı Kanunla milli menfaatlerden, tecrübeden ve evvelki faaliyetlerinden vazgeçilmek suretiyle, stratejik öneme sahip olan petrol için herhangi bir şirketin dahi faliyette bulunmasının önü açılmıştır.
2.Yabancı devletlerin doğrudan ve dolaylı bir biçimde idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için, veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetlerinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları hükmü, bu yasadan çıkarılmıştır. Böylece stratejik öneme sahip bir konuda, yabancı devletlerin belirleyici olmasının önündeki engeller de kaldırılmıştır.
3.6326 sayılı Kanunda 1 Ocak 1980’ den önce bulunan petrolün tamamı, bu tarihten sonra bulunan petrolün ise karalarda % 65’i denizlerde %55’i ülke ihtiyacına ayrılma zorunluluğu varken, bugün kabul edilen yasa ile şirketlere ürettikleri tüm petrolü ihraç etme imkanı sağlanmıştır. Stratejik öneme sahip bir ürün olan petrolün olağanüstü durumlarda kullanımının devletin kontrolü dışına çıkarılması ülke güvenliği açısından risktir.
4.Yine Milli Menfaatler başlığı altında yer alan “Bakan, milli emniyet veya hakkaniyetin gerektirdiği veya israfı önlemenin emrettiği nispette, mevcut kuyulardan kafi miktarda petrol üretmelerini petrol hakkı sahiplerinden isteyebilir,” maddeside yeni yasadan çıkartılmıştır.
5.5574 sayılı Kanunla Petrol İşleri Genel Müdürlüğü görevleri artırılmış, arama ruhsatnamesi başvuru esaslar ve ruhsatlandırma usulü esasları Madde-16 da açılanmasına rağmen İdareye “petrol açısından potansiyel olarak tespit ettiği sahaları ilanla açık artırmaya çıkarıp arama ruhsatı verme” yetkisi verilmiştir ki, bu durum Madde-16 daki tanımlamaya tamamen uymamaktadır.
6.5574 sayılı Türk Petrol Kanunu ile daha önceki yasada 18 petrol bölgesine ayrılan Türkiye, Kara ve Deniz olmak üzere iki petrol bölgesine ayrılmakta Karalarda 50000 hektar olan ruhsat alanları 100.000 hektara, denizlerde ise tek bir bölge iken 1.000.000 hektarlık ruhsatlara ayrılmaktadır. Eski yasada bölge bazında ruhsat sayısı sınırlaması mevcut iken yeni yasada bu sınırlama kaldırılmıştır. Ruhsat büyüklüğüne sınırlama getirilirken, sayısına sınırlama getirilmemesi ruhsatlandırmada tekelleşmenin önünü açabilecektir. Ruhsatlardaki sondaj mükellefiyetleri kaldırılmış, süreler ise uzatılmıştır bu durum yasanın çıkarılış amacının aksine tekelleşmeye yol açabileceği gibi artırılması hedeflenen arama yatırımlarının durma noktasına gelmesine sebep olacaktır. Arama ruhsatı uzatımı eski yasada keşif yapılmasına bağlı iken yeni yasada petrol bulgusu yeterli görülmüştür. Uygulamada petrol bulgusu Güneydoğu Anadolu bölgesinde açılan her kuyuda gözlenebilen bir olgudur. Bu durumun ruhsat uzatımında kullanılabilmesi yine arama faaliyetlilerine sekte vuracaktır. Ayrıca, ilk 5 yıl içinde programda kuyu yükümlülüğü konulmaması da aramacılığın en önemli ayağı olan sondaj sayısının azalmasını doğurabilecektir.
7.5574 sayılı Türk Petrol Kanununda arama ruhsatı alımında şirketler için iş programına göre yapılacak yatırımın % 2 si kadar teminat verilmesi zorunluluğu getirilmiş, arama tarihçesi boyunca elde edilen ve açık bilgi haline gelen verilerin para ile satılması gibi Kanunun hazırlanış gerekçesi ile uyuşmayan yaptırımlarda yer almaktadır.
8.6326 sayılı yasada işletme ruhsatı alanı 25000 hektarla sınırlandırılırken, mevcut yeni yasada bu sınırlandırılmada kaldırılmıştır, yalnızca hektar başına 1.00 YTL gibi cüzi bir ücret alınması getirilmiştir. Bu durumda işletme ruhsatı alımında şirketlerin suistimalinin önü açılmıştır. Çünkü, işletme ruhsatları 30 yıllığına tahsis edilmekte ve 10’ar yıllık sürelerle uzatılabilmektedir(Bu süre dünya ortalamasında 20 yıl civarındadır). Sadece üretim sahası için değil etrafında yapılabilecek aramalar içinde ruhsat alanı geniş tutulmak istenebilir. Üretim ruhsatı alınmasını takiben 1 yıl içinde inkişaf kuyusu açma yükümlülüğü kaldırılmış, üretime 1 yıl gerekçesiz ara verilmesinde eski yasada işletme ruhsatı düşürülürken, yeni yasada bu süre iki yıla çıkarılmıştır.
9.Arama aşamasında yatırımcı şirketlere ek yükümlülükler ve mali yaptırımlar sağlanırken, üretim aşamasında şirketlere abartılı imtiyazlar sağlanmıştır. Devlet hissesi 6326 sayılı yasada %12,5 iken, 5574 sayılı yasada Kara ve Deniz alanları için ayrı ayrı olmak üzere abartılı indirimlere gidilmiştir. Öyle ki, Türkiye’de arama yatırımlarını tamamen durdurmuş, sadece eskiden bulunmuş sahaları işleten yabancı petrol şirketleri lehine %70 oranında indirimlere gidilmiştir. (2006 sonu itibarı ile devlet hissesi yıllık 170 Milyon YTL iken, yeni yasa ile 52 Milyon YTL’ ye düşmektedir. Devletin 118 Milyon YTL gelir kaybı oluşmuştur.) Yasa düzenlemesi esnasında yapılan bu indirimin yanı sıra yasanın yürürlülük tarihinden önce keşfedilen üretim sahalarında sağlanan indirimlerin arama yatırımlarına aktarılması zorunluluğu getirilmeli idi. Deniz alanlarında ise arama faaliyetlerinin henüz yeni başlamış olması, yüksek maliyetli ve yüksek teknolojiye gereksinim duyulmasından dolayı bu alanlarda, su derinliğine ve üretim miktarına göre yapılan devlet hissesi indirimleri makuldür. 5574 sayılı Türk Petrol Kanunu’na son anda TBMM Alt komisyonunda kara alanlarında alınan Devlet hissesinin % 50’sinin çıkarıldığı ilin özel idaresine aktarılması ilave edilmiştir.(16 Şubat 2007 günkü Komisyon toplantısında İl Özel İdarelerine aktarım kaldırılmıştır).
10.Türkiye’de çalıştırılacak yabancı personel, ilgili yasalara tabi olmadan serbestçe istihdam edilecektir.

11.Petrol işlemi için yurt dışından getirilen gemi ve personel Kabotaj Kanunu’ndan istisna tutulmaktadır. Bu madde ile Kabotaj Yasası işlevsiz hale getirilmektedir.
12.5574 sayılı Türk Petrol Yasası PİGM oldukça büyük bir sorumluluk yüklemiştir. Bu nedenle kurumun teknik ve mali yönden güçlendirilmesi şarttır. Yasanın yürütme, onama ve denetleme ile görevlendirdiği kuruluş sektörde deneyim kazanmış uzman düzeyinde personelle takviye edilmelidir. Bu gün sektörde deneyim sahibi olmayan, mali yönden yetersiz şirketlere arama ruhsatnamesi verilmiş ise bu 6326 sayılı yasadaki boşluktan değil PİGM yasayı layıkiyle uygulamamasından kaynaklanmaktadır.

5574 sayılı Türk Petrol Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Petrol Şirketine milli menfaatlerin korunması kapsamında tanınan ayrıcalıklar tamamen kaldırılmıştır. Milli Petrol Şirketimizin bütçeden alacağı sınırlı kaynak ile yüksek maliyetli arama ve üretim faaliyetlerini sürdürmesi istenmektedir. Uluslararası dev petrol şirketleri entegre yapıları ile kendi ürünlerini pazarlamakta ve bunlardan elde ettikleri kaynakların bir bölümünü de arama ve üretim yatırımlarına aktarabilmektedirler. 6326 ve 6327 sayılı Kanunun mülga olması neticesinde TPAO’nun statüsü belirsiz hale gelmiş, 6326 sayılı Yasa’da TPAO’nun devlet görev tanımının da kaldırılması ile yeni bir yasa ile statüsünün belirlenmesi zaruri olmuştur.

Dünya petrol ve doğal gaz rezervlarinin % 75’i Orta Doğu, Avrupa, Rusya ve Orta Asya ülkelerinde bulunmaktadır. Türkiye gerek coğrafi gerekse jeopolitik konumu ile bu fırsatı değerlendirmeye mecburdur. Türkiye, kara alanları içinde bir Orta Doğu, bir Rusya gibi petrol zengini ülke değildir. Gelecekte de, olması mümkün görülmemektedir. Denizlerdeki potansiyelini ise henüz tespit etme aşamasındadır. Tüm bu faaliyetleri sürdürebilmesi, bulunduğu coğrafya da oluşabilecek fırsatları değerlendirebilmesi için mutlaka güçlü, bilgili ve deneyimli bir Milli Petrol Şirketi’ne sahip olmak zorundadır. Bu gün gelinen noktada ülkeler enerji arzını karşılamada ulusal sınırları ile yetinmeyip Dünya genelinde bu taleplerini karşılamak için yeri geldiğinde savaşı dahi göze alabilmektedirler.

Sektörde uzun yıllara varan deneyimlerimiz neticesinde saptamış olduğumuz çekincelerimizin Kanun ve Yönetmelikler kapsamında düzenlenmesi zaruridir.

Saygılarımızla,
Türkiye Petrol Jeologları Derneği
Yönetim Kurulu

Kaynak:www.tpjd.org.tr

Hiç yorum yok: