18 Ağustos 2007

OKUMANIZI TAVSIYE EDIYORUM!

Türkiye'de petrol gerçeği: Jeolog Dr. Sezgin Aytuna / 2. Bölüm
Temur Melik

Petrol Jeologu ve Petrol Arama Danışmanı Dr. Sezgin Aytuna Anlatıyor

MUTLU: Soru: Bir petrol kuyusu açmanın maliyeti ve petrol bulma ihtimalini
değerlendirirmisiniz?
AYTUNA: Ortalama bir kuyu maliyeti 4milyon dolar, size bahsettim. Bir arama kuyusu, 4milyon dolar,bu sadece kuyunun çıplak maliyeti buna daha önce yaptığınız masraflar dahil değil, yani sismik vb. Yani diyelim ki 5 tane ruhsat aldınız, her bir ruhsat Türkiye’de şu anda 50,000 hektar (500km2) alanı kapsar. Burada minimum yapacağınız masraf 60-70milyon dolardır. Daha kuyu açmadınız, oraya gelemedik. Birde kuyu açtınız ve kuru çıktı, bu iş bu kadar. Türkiye’de petrol çıkması (bulunması) ihtimali %10 derim. Ruhsatına göre değişir tabi ki.
Üç adet kuyu tipi vardır; Bir tanesi arama kuyusu, tamamen “wildcat” denen (buna bazı gazetecilerin
tam tercüme yaparak “vahşi kedi” falan diyorlar)...Petrolcülükte “wildcat” demek, arama kuyusu
demektir. Hiç kuyu açılmayan bir yere gidiyorsunuz, kuyu açıyorsunuz. Örneğin şimdi Karadenizdeki Petrobras’ın açacağı kuyu, wildcatdir. Siz hiçbir ülkeye,hiçbir ruhsatta petrol yok diye girmezsiniz, hep umutla giriyorsunuz ama bulamayınca da bulamadım diyorsunuz.

MUTLU: Soru: Sizce Türkiye’nin jeolojisi yeterli bir şekilde çıkarılmış mı?Türkiye’de petrol var mı yok mu denilebiliyor mu? Mesela diyorsunuz ki Kuzey Irak’ta petrol var, Türkiye için
diyebiliyor musunuz?
AYTUNA: Güneydoğu’dan ben size şöyle bir örnek vereyim. Güneydoğuda şu anda çalışan 70 tane
petrol sahası var. Her sahada tahminen 5-6 tane kuyu olsun, 70 tane sahada toplam 400 adet üretim
yapan kuyu demek.Toplam üretim Türkiye’nin ne kadar? 50,000 varil/gün.Kuzey Irak’ta bir kuyudan
30,000 varil petrol üretiyorsunuz. Şimdi hangisi kârlı? 70 sahadan 50,000 varil mi kârlı yoksa bir
kuyudan 30,000 varil mi kârlı?

MUTLU: Soru: Peki biz niye üzülüyoruz yabancı şirketler Türkiye’ye gelmiyor diye?
AYTUNA: Gelmez işte, siz olsanız gelir misiniz? Adamların gelmesi için cazip bir şeyler yapmak lazım.

MUTLU: Soru: Ne yapmamız lazım?
AYTUNA: İşte royalty (devlet hissesi) düşürecektik, herkes çıktı konuşuyor, Türkiye satılıyor, vatan
hainleri falan, petrol öyle ucuz bir metâ değil ki öyle pat diye bulamıyorsunuz ki!

MUTLU: Soru: Sonuçta devlet hisselerini düşürsek bile olmayan petrolü aramak için şirketler
niye gelsin?
AYTUNA: Şimdi yabancı şirketler işe sadece petrol bakımından bakmıyor. Şimdi bunlar genellikle
borsaya endeksli halka açık şirketler. Diyor ki adam benim 10 ülkede arama faaliyetim var 11.ülke
olarak Türkiye’de aramaya girdim..Şimdi Türkiye, Irak’ın komşusu mu, Suriye’nin komşusu mu, o
anda hisse senetleri yükseliyor. Onların ikinci amaçları değişik ülkelere girerek hisse senetlerini
yükseltmek. Çünkü o diyor ki, satarken, ben Türkiye gibi riskli bir bölgeye girdim ama tam yanımda
Suriye sınırında çok iyi bir keşif oldu diyor. Sen diyorsun ki burada keşif varsa yakınında da keşif
olabilir. Bunlar hep biraz ekonomik. Şimdi bakın benim çalıştığım ARCO’nun, bir CEO’su vardı; Marlan Dawny. Bu çok meşhur bir petrol jeologudur. Amerika’da yaşar ve halen sağdır, şimdi 70 küsur yaşlarında. Adam derdi ki; “geology is a science, geophysics is a science but exploration is a
business”. Yani jeoloji bir bilimdir, jeofizik bir bilimdir ama arama bir iştir. Yani işten kasıt hangi şirketle nerede hangi anlaşmayı yapacaksınız? Şimdi Türkiye’de bu risk fazla onun için dünyanın hiçbir şirketi bunun içinde en büyükleri Yedi Kardeş “seven sisters” denen şirketler dahil tek başına kuyu açmaz.
Bakın BP ne yaptı? Her şeyi pişirdi etti, kuyu yerini belirledi kendine Chevron’u ortak aldı. Başka bir
şirketi ortak aldı, birde TPAO ile 50 % ortaklığı vardı.

MUTLU: Soru: Böyle büyük şirketlerin gittikleri ülkede o ülkenin milli petrol şirketleri ile ortaklık kurmak sureti ile bir strateji oluşturdukları söyleniyor siz ne düşünüyor sunuz?
AYTUNA: Hayır alakası yok, orada amaç riski paylaşmak, tamamen riski paylaşmak. Riski paylaşmak, petrolcülükte çok yapılan şeydir. Yani cengaver gibi tek başına bir ülkeye gitmeyeceksin, riski paylaşacaksın, çünkü petrol çıkacağını kimse sana garanti etmiyor. Çıkmayacağı da % 90. Onun için riski paylaşmak lazım. Onun için yabancı şirketlerle ortaklık yapmak lazım. Çünkü sizin bir hayat felsefeniz var ben sizin hayat felsefenizi değiştiremem, siz hayatı nasıl görüyorsanız öyle görürsünüz,
evlenirseniz belki eşiniz sizin hayat felsefenizi bakışınızı % 50 oranında değiştirebilir mi?
Şimdi bunu şirketlere getirelim;bir şirket Türkiye’de petrol arıyor 20 yıldan beri, nasıl bakıyor hayata
işte Üst Kretase petrol var, Paleozoikte petrol var hep aynı yöntemlerle aramaya çalışıyor. Bildiği
yöntemlerle daha doğrusu, öyle diyeyim. Başka bir şirket geldiği zaman diyor ki; ben başka bir yöntem deneyeceğim. Bu jeofizikte çok vardır, çeşitli yöntemler vardır. Ama öyle bir ortaklık yapmak lazım ki o şirket, karar verirken; benim yöntemim doğru olmayabilir, demesi de lazım. Hayır bu % 100 doğru dememesi lazım. ARCO, bu hatayı yaptı. Daha sonra ben El-Paso şirketinde çalışmaya başladım, onlarda aynı hatayı yaptı. Biz El-Paso olarak TPAO ortaklığında İskenderun’da denizde 3 tane kuru kuyu açtık. Bunun tek sebebi bu şirketin yani El-Paso’nun TPAO’daki jeolog ve jeofizikçileri dinlememesidir. Jeofizikte bir yöntem var, AVO “Amplitute Versus Offset”. Bu ne demek, siz sismikle bir reflection (yansıma) yarattığınız vakit dalga bir yere çarpıyor geri geliyor.O geri gelmesinin sebebi tamamen yoğunluk farkındandır. Ortam ne kadar fazla yoğunsa, sinyal o kadar çabuk geliyor, az yoğunsa az bir hızla geri geliyor. Buna sismik hız diyoruz, Yani internal velocity (tabaka içi hız) veya sismik hız öyle tabir edeyim. Şimdi bu yapılan hesaplamalarda biz orada yoğunluk 2,2gr/cm3 bir tabaka gördük. Yeraltında böyle bir düşük gr/cm3 olan tabaka ancak petrollü ve gazlı olabilir.

Yani mantıken, doğru çünkü taşların, özgülağırlığı 2,6-2,7gr/cm3. Yoğunluk 2,2gr/cm3 olunca demek ki burada porozite var, demek ki sıvı var. Sıvı ne, bilmiyoruz? Gazda olabilir, H2S (Hidrojensülfür) de olabilir, CO2 (karbondioksit) veya petrol olabilir. Bunu kuyu açmadan bilemezsiniz. Uyanık Amerikalılar dediki; bu kesin gaz, TPAO dedi ki; bizce bunlar kesin tuz, çünkü tuzun yoğunluğu 2,2-2,4gr/cm3 arasında değişiyor. El-Paso bu kuyuyu açmadan önce bana El-Paso’nun jeologları dedi ki; burada tuz var mı? Dedim ki; TPAO’nun kayıtlarına göre burada kesin tuz var, siz dedim dünyanın en büyük tuz madenini açacaksınız. Hayır dediler; biz burada AVO yaptık bu AVO’ da bütün yoğunluk 2.2gr/cm3.

İskenderun çevresinde açılan tuzların hepsinin yoğunluğu 2,4gr/cm3, yani biz buna anhidrit (CaSo4)
diyoruz. Fakat bunlar 3 tane kuyuda tuz kesti, dünyanın en büyük tuz madenini bulduk.Ne oldu? dedik,
bunlara;dediler ki; biz AVO da bir hata yaptık, 2,2gr/cm3 meğerse jipsmiş. Jips demek, CaSO4 +
2H20, bu iki molekül su demek basen soğuk ve ısınıp suyunu atamamış demek. Eğer yoğunluk
2,4gr/cm3 olsaydı belki o kuyuyu oraya açmayacaklardı o zaman tuz olduğu bilinecekti. Fakat bu
jipste, başka kuyularda çıkmayıp, bir tek o kuyuda çıktı.

Yani o kadar ince işler ki bunlar, bu konuda hiçbir uzman %100’lük bir garanti veremez. Hep
kafasında bir MUTLU: Soru: işareti vardır. “Ben böyle söylüyorum ama acaba böyle mi”, kuyu
açmadan petrol bulunmaz. Amerikalıların bir deyimi vardır “ seeing is beliving”, yani görmek
inanmaktır. Ben bunu petrol de için şöyle değiştirdim “drilling is believing” yani “ kuyu açmadan”
petrol bulunmaz, matkap petrolu değmedikçe petrol bulanmaz. Bunu bir tarafa yazın, kuyuyu
açmadan hepsi hikaye ama hikaye derken hepimiz bilimsel olarak ortaya bir şeyler koyuyoruz.Ortaya bir şeyler çıkartıyoruz. Öyle şapkayı atıp düştüğü yere kuyu açmıyoruz.

MUTLU: Soru: Güneydoğu Anadolu’dan güneye doğru bir petrol akıntısı var mı?
AYTUNA: Hayır yoktur. Ben Güneydoğuda çok çalıştım. Adıyaman’dan Diyarbakır’a gitmediğim köy
suyunu içmediğim çeşme kalmadı her köyü, her yolu, gayet iyi bilirim ve hiç de kaybolmadım.
Dağlardan Adıyaman’dan Diyarbakır’a giderdim. Şimdi orada gidiyoruz köylülere; beyim diyor;buraya
Amerikalılar geldi. Doğru gelmişler. Tokaris diye bir kuyu var.Tokaris-1 kuyusunu Esso (1960li yıllarda) açmış, Kahta’nın Doğusunda Siverek’e doğru bir saha . “Petrol buldular, kapattılar gittiler”. Şimdi petrol ararken siz sondaj çamuru kullanıyorsunuz bayağı bildiğiniz çamur, bunun yoğunluğu sudan fazladır yani 1,2-1,4gr/cm3 cıvarında. Bunun amacı yeraltında matkapla açtığınız kırıntıları yüzeye çıkarmaktır. Bunun içine zaman zaman takım sıkışmasın diye içine ham petrol katılır ve çamur rengi, simsiyah olur. Bu çamur değiştirilirken tanklarda simsiyahtır.Hasbel kader bir köylü buradan geçiyorsa ve boruların sökülmesi sırasında o siyah sular akıyor, işte petrol çıktı, diye düşünüyor köylü.

MUTLU: Soru: Her çıkan petrol ekonomik olabilir mi?
AYTUNA: Birde o var. Hayır, çıkmadığını farz edin siz..Petrol kanunu gereği, kuyunun belirli
seviyelerini yani 3000mlik kuyunun toplam 100 m.sini çimento tapa yaparsınız. En altı, ortayı , en üstü, birde en üstü metal bir plaka ile kapatırsınız. Bu niye? Çünkü kuyunun çapı ilk başlangıçta 30inç yani 70cm dir..Açık bırakırsanız ne olur? İçine insan düşer,at düşer her şey olur. Bunu çimentoyla kapatıyorsunuz, ilerde o kuyuya girmek isterseniz, çok rahat girersiniz.Bunların bütün kayıtları, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünde verilir, öyle bu iş ucuz değil. Petrol İşlerinden izin alıyorsunuz, her ay rapor veriyorsunuz.

MUTLU: Soru: Kuyunun muhafaza boruları yerinde mi kalıyor?
AYTUNA: Muhafaza boruları çıkartılmaz. Muhafaza borularını çıkartamazsınız, çünkü onlar
çimentolanıyor. Çimentodan çıkarmak dünyanın en büyük masrafı, o boşluk kalıyor. O kuyuya yine
girebilirsiniz. Ama ilerde ne oldu? Tokaris ‘de dediğimiz sahada, TPAO tekrar bir kuyu açtı (Tokaris-2)
ve az bir petrol buldu 50 (?) varil cıvarında. Her şirketin beklentisi farklıdır. TPAO için 50 varil
ekonomik olabilir ama bir Amerikan şirketi için olmaz. ARCO zamanında bizim nitekim öyle oldu. Migo (Ergani), Ozan Sungurlu (Nemrut Dağı cıvarı) ve Cendere (Kahta) Sahalarında keşif yaptık. Ozan Sungurlu sahasının üretimi o zamanlar 4 kuyuda 200 varil/gün cıvarıda idi, dedik ki; bu kuyu bizim için ekonomik değil, buyurun sizin olsun. ARCO bütün bu kuyularda hakkını ve işletme ruhsatı TPAO’ya devir etti. Çünkü ekonomik değil, çıkarma masrafları, aşağı yukarı 7-8 dolara geliyor.

Çıkarılması pompa koyup, yüzey tesis kurup, boru hattı döşüyorsunuz. Çıkan petrolü suydan
ayrıştırıyorsunuz yani varili 8 dolara geliyor.O zamanda petrol fiyatı çok düşüktü biliyorsunuz 10
dolardı 2-3 dolar için değmiyordu.

MUTLU: Soru: Şimdi petrolün varili 50-60 dolar, o sahalar ekonomik olmadı mı?
AYTUNA: Şimdi petrol fiyatları arttığı için Türkiye cazip bir ülke olma şansını yakalayabilir. Ama siz
Petrol Kanuna böyle engeller koyarak tabi o “belediye kısmı” hariç yalnız o çok yanlış bir şey.O hariç ”bence diğerlerinde bana göre çok anormal bir durum yok. Birde diyorlar ki;Türkiye’yi sattınız. Eski kanunda, çıkan petrolün %35’inin Türkiye’de satılma şartı vardı. Şu anda TPAO Türkiye’de 30bin varil üretiyor, yabancı şirketler 20bin varil üretiyor. Yabancı şirketlerin çoğu özel sektör bunun yabancısı da var yerlisi de var. Bütün üretilen petrolü bunlar Türkiye’ye satıyorlar. Burada petrolde var, alıcıda. Sana uluslararası fiyatı veriyor. Türkiye her gün 800,000 varil petrolü dışardan alıyor. Bu hergün Türkiye’nin harcadığı döviz. Bari bunu Türkiye’den çıkarırsan belki TPAO ile ortaklık yaparsa hiç olmazsa daha farklı boyutlara gelir. Çünkü bu yabancı şirketlerin çok entresan bir durumları vardır. Örneğin buraya 1984’de Amaco geldi aynı anda Esso geldi aynı anda ARCO geldi. Ben Amerika’da çalıştım,hep aynı şeyi söylüyorlar “ya diyor buraya Amaco gittiğine göre bir bildiği var bende bu ülkeye gideyim”diyor. Şimdi Esso diyor ki;bunların ikisi gitti,bende bir gideyim.Bunlar hep böyledir.

MUTLU: Soru :Birini çekseniz diğerleri de peşinden mi gelir?
AYTUNA: Bakın bu çok mühim bir kelime, şimdi TPAO orada çok akıllılık etti. ARCO zamanında
keşif yaptık Ozan Sungurlu rahmetli, Adalet eski Bakanı Oltan Sungurlu’nun kardeşi olan TPAO
arama gurup başkanıydı.O kadar muhterem bir insandı ki ARCO’nun burada kalması için çok değişik yöntemler kullandı ve ARCO buradan gidiyordu, ofisler kapandı biz işten çıktık.Üç ay sonra öyle bir teklifle geldi ki ARCO gitmedi, ARCO’nun burada kalması diğer yabancı şirketleri umutlandırdı ve biz o zaman üç tane keşif yaptık.Yani yabancı ne kadar çok buraya gelirse,Türkiye’nin petrol arama şansı artar.Çünkü teknoloji farklı, yatırım olanakları farklı. Böyle Türkiye’de Türk şirketleri var; adam bir şirket kurmuş parası yok,gidiyorsunuz bir şirket olarak sana ortaklık yapalım, yapalım ama bana 500bin dolar hava parası vereceksin! ne parası bu? Hava parası, böyle petrolcülük olmaz. Petrolcülük senin yaptığın masrafların aynısını o şirketin karşılaması ondan sonra ki masrafları yarı yarıya bölüşmektir.

Petrolcülük böyle olur. Bu iş arsa spekülasyonu değil böyle şey yok petrolcülükte. Onun için yeni
kanun diyor ki; sen diyor bana bir program vereceksin, her yıl bir taahhütte bulunacaksın, diyelim ki
yapacağın sismik araştırma ne ise 500bin dolar, bunun % 2’ sini banka teminatı olarak vereceksin.
Bana öyle program vereceksin ki o program öyle 10bin-5bin dolarlık program değil. Her yılda o
programı uygulamazsan paranı yakarım, ruhsatını düşürürüm. Öyle al ruhsatı,5 sene müşteri bekle
yok böyle bir şey.

MUTLU: Soru::Yeni yasa ile TPAO nun etkinliği azalacak mı?
AYTUNA: Bence tam tersi. Niye? Şimdi Türkiye eski kanuna göre 18 tane petrol bölgesine, bakın
arkadaki harita gösteriyor. Her bir kutu bir petrol bölgesi, şimdi burada ki durum TPAO’nun ayrıcalığı her bölge için 12 tane ruhsat alma hakkı var. Yani 12 çarpı 50,000 hektar yani 600,000 hektar, 12 adet 20x25km2 boyutlarında bir alan. Her bir bölgede 12 tane, yabancı şirketlerin 8 tane idi. Şimdi bu kaldırılıyor diyorlar ki program ver bütün Türkiye’yi al. Şimdi TPAO çok ciddi bir şirket, devamlı arama yapan bir şirket. Onun için TPAO, Türkiye’de, bütün Güneydoğuda bu ruhsatların hepsine program verip bütün ruhsatları alabilir. Bunun ne mahsuru var, niye yabancılar niye bütün Türkiye’yi kapatsınlar? TPAO’da çalışan arkadaşlar Türkiye’nin Jeolojisini son derece iyi bilirler yani hangi bölgenin potansiyeli daha yüksek çok iyi bilirler. Bundan dolayı TPAO, kendine göre az riskli ruhsatları alır veya daha riskli saha ruhsatlarda yabancıyla ortaklık yapabilir. Yani hiçbir şirket aptal değil, bütün Türkiye 780,000 km2 kapatıp ruhsat alsın. Akıl yok mantık yok yani bu işte. Çünkü ruhsat aldığınız vakit bir taahhütte bulunacaksınız yeni kanuna göre, diyeceksiniz ki ben arama yapacağım ama şu kadar para harcayacağım şu yıl şunu harcayacağım harcamazsam paramı yakacaksın. Şimdi taahhüt falan yok ruhsatı alıyorsunuz, bekliyorsunuz müşteri gelsin. Böyle petrolcülük olmaz. Bir kişiden petrol şirketi olmaz. Türkiye’de öyle şirketler var.

MUTLU: Soru: Amerika’da bir ayda açılan kuyu sayısı Türkiye’de geçmişten günümüze açılan kuyu sayısından fazla mı?
AYTUNA: Doğru ama oradaki ispatlanmış potansiyel bizden farklı. Yani bizdeki yapılar küçük
küçük,dediğim gibi. Yani öyle bir saha cazip hale getireceksiniz, saha olarak getiremezsinizde, kanun olarak getireceksiniz. Bizim sahalar maalesef küçük yani bunun bugüne kadar bildiğimiz bilgilere göre 3,000 tane kuyu açılmış Güneydoğuda, işte bildiğimiz sahalar bu kadar büyük. En büyüğü Batı Raman, o da ağır petrol 12 gravite, dünyanın en büyük petrol sahası doğru, fakat petrolü çıkaramıyorsunuz ki (çok ağdalı, çok ağır hareket ediyor), 1,2milyar varil yerinde petrol var ama bu kadar ağır petrolü çıkaramadıktan sonra kime ne fayda..

MUTLU: Soru: Yoğunluğu fazla, yani ağır olduğu için mi çıkarılamıyor?
AYTUNA: Siz buraya hangi pompayı koyacaksınız ki 1200m yukarı çıkaracaksınız. Burada üretimi
arttırmak için karbondioksit bastılar, bir zamanlar günde 8000 varile çıktı.Ama artık o yöntemde
bitti.Türkiye’deki sıkıntı petrolün gravitesi bazı yerlerde 12 mesela Raman civarında, Kahta civarında
biraz kuzeye gittikçe gravite artıyor.Yani ne oluyor, 30 gravite oluyor Paleozoike inerseniz 36-40
gravite oluyor. Ama işte Paleozoikte de problem uygun rezervuar bulamıyorsunuz.
MUTLU: Soru:etrolün viskozitesi (akışkanlığı) önemli...
AYTUNA: Tabi önemli çünkü 7 varil petrol 1 tondur.Eğer gravitesi yükselirse, bu sefer 7 varil petrol
0.9ton oluyor.Yani yükte hafif pahada ağır.

Kaynakca:www.ekoenerjidergi.com

Hiç yorum yok: